Çocukların felsefeyle işi ne? Felsefe, malum, her şey hakkında olduğu gibi çocuk, çocukluk hakkında da bol söz üretti, üretiyor. Fakat çocuklar felsefeyle ne yapar? Felsefe çocuklarla ne yapar? Bir filozof çocuklarla ne konuşur, nasıl konuşur? Felsefe aslen kendisini çocukluktan ileri, uzak bir yere kondurur; o çocukluktan çıkıştır, tanrılara has bir iş olarak kavranagelen düşünme eylemiyle insanlığın çocukluğunun geride bırakılmasıdır. Felsefe dersleri, felsefe eğitimi, eğitimin çocukluktan yetişkinliğe, yani artık çocuk olmayana yönlendirme amaçlı genel arzusu çerçevesinde şekillenir. Çocuklar felsefeye hazırlanır, ama onlarla felsefe yapılacak değildir. Felsefe yapmaya başlayacaklarında, artık çocuk da olmayacaklardır. Bu yüzden felsefe çocuklarla değil, en erken gençlerle işe koyulmayı tercih etmiştir. Çocukların felsefeyle işi olabilir mi, olursa ne olabilir sorusunun yanıtı da böylece belirlenir: Hazırlanmak. Oysa hiç de böyle olmayabilirmiş! Çocuklarla felsefe konuşulabilir, eğitsel eğip bükmelerden geçmiş haliyle değil, düpedüz felsefi sözün kendisi çocuklara yönlendirilebilirmiş. Elbette cevap, soru baklemek üzere. Fransız filozof Jean Luc Nancy’nin ‘Tanrı, Adalet, Aşk, Güzellik’i, aslında (6-12 yaş arası) çocuklara verilmiş dört konferansın kitaplaştırılmış hali. Her konuşmanın bitiminde çocuklardan sorular alınmış, yanıtlar verilmiş.

Katılımcılar soruyor: Gökyüzü nerede başlar acaba? Yahudi tanrısının adının, çağrıldığı gibi adlandırıldığını insanlar nereden biliyor? Bir gün tanrının var olup olmadığından emin olabilecek miyiz? Neden bir dine inandığımızda, aynı zamanda başka birine daha inanamıyoruz? Aslında bu küçük konferansları, çalışmaları yavaş yavaş Türkçeye çevrilmeye başlanan Jean-Luc Nancy’nin düşüncesine bir giriş olarak okumak da mümkün. Dahası, aslında felsefeye giriş kitabı olarak da okumak da yerinde. Thomas Nagel’in, ‘Her Şey Ne Anlama Geliyor/ Felsefeye Küçük Bir Giriş’ kitabı örneğin, lise çağı gençleri için kaleme alınmış özel bir giriş kitabıydı; Nancy’nin dört konferansı da rahatlıkla aynı çerçevede değerlendirilebilir; birlikte okunabilir. Nancy’yi merak edecekler için çok önemli bir çalışma da, çeviriyi yayınlayan MonoKL ekibinin hazırladığı MonoKL dergisi oldu. Derginin 10. sayısı Jean-Luc Nancy özel sayısı olarak çıktı. Hem dergi hem de kitap için, Nancy’nin kitaptaki bir cümlesini tekrar tmek yerinde olur: “Güzel hakikinin parıltısıdır.”
Not: Yeni Şafak’ta Ömer Lekesiz (11 Temmuz 2001), filozofun İslam konusunda konuşur ve sözü Hallac-ı Mansur’a getirmişken Massignon’dan iktisap ettiği bir hataya bir dikkat çekti; ‘hata avcılığı’ yaparak değil asla, gülümsenip geçilecek bir olağan hal olduğu müşahadesiyle.

Jean-Luc Nancy
Çeviren: Murat Erşen
MonoKL Yayınevi
2011, 342 sayfa
(Radikal Kitap, 22 Temmuz 2011)